Bugün günümüz sanatından yani çağdaş sanattan bahsedip çağdaş sanatı analiz edeceğiz. Bizler zamanın içindeyiz ve büyük resmin birer parçasıyız. Zamanın perspektifini kullanamadığımız için hangi sanatçı ya da hangi akımın etki yaratacağını ve önemli olacağını bilemiyoruz. Yine de birçok çağdaş sanatçıyı bir araya getiren şeylerden biri işin erbaplarının kullandığı kendine mal etme fikridir.
Sanat tarihinde başka yolculuklara çıkmaya ne dersiniz. Eğer sanat tarihine ilginiz var ise;
Yakın Doğu ve Antik Mısır Sanatı
Barok, Rokoko ve Neo Klasik Dönemi
ile ilgili yazılarımız da ilginizi çekebilir.
Çağdaş Sanat
Cindy Sherman
Sanatta kendine mal etme yani temellük eski bir resmi alıp yeni bir anlam kazandırmak ya da yeni bir hale sokmak demektir. Örneğin Cindy Sherman 1930 ve 1940’lı yılların eski Hollywood filmlerini kullanıp başlıksız film kareleri adında bir dizi fotoğraf çekmiştir. Bir aktris gibi giyinmiş ve sanki DVD oynatıcıda duraklata basmış gibi duran kareler çekmiştir. Fotoğrafı oluşturan öğeler gerçek olmasına rağmen bunların fotoğrafın çekilmesi için yaratılmış setler olduğunu biliyoruz.
Bill Viola
Bill Viola arabasıyla bir sokak köşesini dönerken, konuşurken etekleri rüzgarda uçuşan üç kadın görür. Bu durum ona İtalyan maniyerist Pontormo’nun Ziyaret isimli eserini hatırlatır ve bu eserin kendi versiyonunu bir video olarak yapmaya karar verir. Videoya Selamlaşma ismini verir. Videodaki sahne her ne kadar aynı olsa da kadınlar günümüz kadınlarıdır.
Yinka Shonibare
Sanatçılar ödünç aldıklarında geçmişe ait o işe ya da fikirle ilgili bir etkileşime geçerler. İngiliz Nijeryalı sanatçı Yinka Shonibare’nin Şişedeki Gemi isimli eseri, kahraman İngiliz amirali Nelson’ın gemisinin Afrika kilimlerinden yapılmış yelkenleri ile içinde yaşadığımız çok kültürlü dünyayı anlatmaya çalışıyor.
Kara Walker
Çağdaş sanat çoğunlukla sosyal sorunları ele almakta. Kara Walker, kağıttan yapılmış silüetlerle kölelik ve diğer sosyal sorunlar gibi karmaşık tarihi olayları ele alıyor. Darktown İsyanı isimli eserinde deni̇ze renkli ışıklar yansıtarak modern bir hava katıyor. Darktown İsyanı’nı seyreden izleyiciler eserin önünden geçtikleri zaman kendi gölgeleri de kompozisyona yansıyor ve bu gölgeler kompoziyonun birer parçası oluyor.
Ai Weiwei
2008 yılında Çin’de meydana gelen trajik depremde binlerce öğrenci hayatını kaybetti. Çocukların sırt çantalarının yıkıntılar arasına dizildiğini gören Çinli sanatçı Ai Weiwei, okullardaki kalitesiz inşaatlardan sorumlu olan hükümeti protesto etmek için Çok Üzgünüm adlı eserini yarattı. Çok Üzgünüm renkli sırt çantalarından oluşan büyük bir mozaik. Çantalardan yas tutan bir annenin bu dünyada yedi yıl boyunca mutlu yaşadı sözü yazılmış. Bu ve bunun gibi hükümet karşıtı eserleri yüzünden Ai Weiwei tehdit edilmiş, dövülmüş, hapse atılmış, stüdyosu yıkılmış ve Çin’den ayrılmasına izin verilmiyor.
Bundan yıllar sonra yaşayacak olan sanat tarihçileri, onların çağdaş sanatçıları kendi çağdaş sanatlarını yaratmakla meşgulken muhtemelen bizim bugün çağdaş sanat dediğimiz şey için başka bir isim bulacaklar. Ama emin olduğumuz bir tek şey var o da sanat her zaman değişir. Gelecekte bir şehrin gökyüzünü süsleyen devasa hologram heykeller olabilir. Ya da belki biri bulutlara şekil vermenin bir yolunu bulacaktır. Sanat, onu hayal edip yaratacak düşünce ve yetenek olduğu surette yaşam boyu devam edecektir.
Yorum Yazabilirsiniz